Başarı Hikayeleri 35: Refik Anadol

Başarı Hikayeleri 35: Refik Anadol

Başarı Hikayeleri 35: Refik Anadol

ABONE OL 

Başarı Hikayeleri serimizin 35. yazısında teknoloji ile sanatı birleştiren, son zamanlarda projeleriyle adından söz ettiren Refik Anadol‘dan bahsedeceğiz.

Refik Anadol

1985 yılında İstanbul’da doğan Anadol, liseyi Kadıköy Anadolu Lisesi‘nde okuduktan sonra üniversite eğitimine İstanbul Bilgi Üniversitesi fotoğraf ve video bölümünde başladı. Görsel İletişim Tasarımı bölümüyle çift ana dal yapan Anadol 2009 yılında mezun oldu.

Anadol, üniversitede mezuniyet projesi olarak Türkiye’de ilk 3D video projeksiyon projesini hazırladı. İlk büyük başarısı ise Santral İstanbul cephesini yapay zeka ile giydirdiği ‘bir mimari yapının cephesini bir tuvale dönüştürme, ışığı bir materyal olarak kullanma’ fikri oldu ve bu proje önce Türkiye ardından tüm dünyada büyük popülerliğe ulaştı.

İstanbul Üniversitesi‘nde yüksek lisans yaptıktan sonra California Üniversitesi‘nde ikinci yüksek lisans eğitimi için Los Angeles‘a taşındı ve orada yaşamaya başladı.

Refik Anadol

“Varlığına inandığım geleceğin eksiksiz bir şekilde var olabilmesi için kişisel gelişim ve üretimin hiç durmaması gerektiğini inanıyorum.” cümleleri kuran Refik Anadol henüz öğrencilik yıllarında görsel, işitsel yerleştirmeleri ve performanslarıyla İstanbul Bienali, Montreal Bienali ve Ars Electronica gibi etkinliklerde yer aldı. Birçok önemli çalışmanın ardından 2014 yılında The Aether Project isimli projesiyle Microsoft Araştırma Ödülü aldı ve bu ödülü alan ilk sanat projesinin sahibi oldu.

2015 yılında kendi stüdyosunu kuran Anadol, ‘bir bilgisayarın yapay zekası bir mekanı yaratmaya çalışsaydı nereden başlardı’ sorusuyla birlikte bir Sonsuzluk Odası çalışması hazırladı ve bu çalışması önce Zorlu Performans Sanatları Merkezi ardından Teksas SXSW‘de sergilendi.

2016 yılında Google Sanatçılar ve Makine Zekası programında yer aldı ve yapay zekayı bir sanat aracı olarak kullanmaya başladı.

2018 yılında Kaliforniya Üniversitesi nöroloji laboratuvarlarında toplanan beyin dalgaları verisini kullanarak yarattığı Eriyen Anılar adlı eseri, Türkiye’deki ikinci sergisinde sergilendi. Yine 2018 yılında Walt Disney Konser Salonu‘nda bir veri heykeli animasyonu projeksiyon WDCH Dreams adıyla sergilendi.

2019 yılında hem New York‘ta hem de Güney Kore‘nin başkenti Seul‘de önemli projelerde bulundu. 2020 yılında Avustralya‘nın başkenti Melbourne yapay zekayı kullanarak Kuantum Hatıralar projesini gerçekleştirdi.

2021 yılında yine İstanbul’da Pilevneli Galeri‘de yeni bir sergi açtı. Makine Anıları: Uzay isimli sergiyi açtı. NASA Jet İtki Laboratuvarı‘nın uzaya gönderilen teleskoplardan elde ettiği iki milyon veriyi uzaydaki ses kayıtları ve klasik müzikle harmanladı ve oluşturduğu dinamik tablo ve veri heykelleri sergiledi. Aynı yıl Venedik Mimarlık Bienali‘ne katılmak için seçildi.

Hazırladığı ve satışa sunduğu NFT’ler ile kripto para yatırımcılarının da yakından takip ettiği bir isim haline gelen Anadol, NFT’leri ile yalnızca Türkiye’de değil tüm dünyada ilgi görüyor.

2022 yılının başında satışa sunduğu NFT’sini 1.2 milyon dolar karşılığında mobu isimli bir yatırımcıya satan Refik Anadol, Elon Musk‘ın sahibi olduğu SpaceX‘le anlaşma yaptı. Yapılan anlaşma ile birlikte SpaceX verileri Anadol tarafından NFT’ye dönüştürülecek.

Ödüllleri:

  • Anadol, Microsoft Research’ün En İyi Vizyon Ödülü
  • Alman Tasarım Ödülü
  • UCLA Sanat Mimarisi Moss Ödülü
  • 2014 Kaliforniya Üniversitesi Sanat Araştırma Enstitüsü Ödülü
  • 2016 SEGD Küresel Tasarım Ödülleri, Onur Ödülü
  • Google – Sanat ve Makine Zekası Sanatçısı.

Başarı hikayeleri serimize ulaşmak için TIKLAYIN.

Görüşlerinizi yorum yaparak bizimle paylaşın.

Daha fazla haber için TwitterInstagram, Telegram ve Youtube hesaplarımızı takip edebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir