Başarı Hikayeleri 20: Stephen Hawking

Başarı Hikayeleri 20: Stephen Hawking

Başarı Hikayeleri 20: Stephen Hawking

ABONE OL 

Başarı hikayeleri serimizin 20. yazısında modern çağın Albert Einstein’ı olarak adlandırılan, fizikçi, matematikçi ve evrenbilimci Stephen Hawking‘den bahsedeceğiz.

Doğumu ve eğitim hayatı

Hawking, 8 Ocak 1942 tarihinde Londra‘nın 20 mil uzağındaki St. Albans kasabasında dünyaya geldi. Doğduğu kasabanın okulundan mezun olan Hawking, babasının da eskiden okuduğu Oxford Üniversitesi kolejine başladı. Babası tıp okumasını istiyordu, kendisi matematikle ilgiliydi ancak okulda matematik bölümü olmadığı için fizik bölümünü okumaya başladı.

Bu eğitim sürecinde önce doğa bilimlerinde birinci sınıf onur madalyası kazandı, daha sonra kozmoloji (evrenbilim) üzerinde çalışmak adına Cambridge’e gitti.

Cambridge’de doktorasını tamamladıktan sonra önce araştırma asistanı sonra da Gonville and Caius College’de profesör asistanı oldu.

Profesörlüğe giriş

1979 yılında kadar asistanlık süreci devam etti ve bu süreçte gökbilim, matematik ve kuramsal fizik bölümlerinde çalışmalarına devam etti. 1979 yılında Hawking, Lucasian Matematik Profesörü oldu.

stephen hawking – Bilim Ne Güzel Lan

Bu profesörlük 1663 yılında üniversite parlamento üyesi olan Henry Lucas tarafından kurulmuştu. İlk olarak Isaac Barrow sonra 1669’da Isaac Newton’a verilmişti. Hawking, evrenin temel prensipleri üzerine çalıştı. Roger Penrose ile birlikte Einstein’ın Uzay ve zamanı kapsayan Genel Görelilik Kuramının, Big Bang’le başlayıp kara deliklerle sonlandığını gösterdi. Bu sonuç Kuantum mekaniği ile Genel Görelilik Kuramı’nın birleştirilmesi gerektiğini ortaya koyuyordu.

Stephen Hawking’in ALS hastalığı

Hawking, 1963 yılında ALS (amyotfobik lateral skleroz) hastalığının nadir görünen, erken kendini belli edip yavaş ilerleyen bir formuna yakalandığını öğrendi. Bu hastalığı Hawking 21 yaşında öğrendi ve doktorlar en fazla 3 yıllık ömür biçti.

Motor nöronların zamanla %80′ini öldürerek sinir sistemini felç eden; ancak beynin zihinsel faaliyetlerine dokunmayan bu hastalık, Hawking’i tekerlekli sandalyede yaşamaya mahkum etti.

1970’lerin sonlarında konuşma yeteneği gittikçe de zayıflamaya başladı, bu dönemde sadece en yakınları tarafından anlaşılan Hawking’in dış dünyayla iletişimini dediklerini dinleyip tekrarlayan yakınları sağlamaktaydı.

1985’te bir CERN ziyaretinde zatürre hastalığına yakalandı ve bu yüzden nefes borusuna delik açıldı ve sonuçta sesini tamamen kaybetti. 1986’dan itibaren koltuğuna yerleştirilmiş, yazıları sese dönüştürebilen bilgisayarı sayesinde insanlarla iletişim kurabildi.

Konuşmak istediği anda, elindeki elektronik aleti sıkarak, sandalyesine bağlı özel bilgisayarının ekranına, dakikada ortalama 10 kelimeyi sıralayabiliyordu. Bilgisayarının hafızasında yaklaşık 2600 kelime bulunmaktadır. Böylece herhangi bir kelimeyi söylemek istediğinde ekrana yazabiliyordu. Sağlıklı insanların konuşmalarında kullandığı kelime sayısı da 2500 civarındadır. Dolayısıyla Hawking, duygularını ifade etmede kelime sıkıntısı çekmiyordu. 2005 yılında el kaslarını hareket etme yetisini kaybetmesiyle yanağındaki kasları kullanarak kelime seçmeye başladı.

stephen_hawking-hawking-big_bang-büyük_patlama-kara_delik

Başarıları ve ödülleri

Hawking, kara deliklerin dışarı doğru madde ve enerji yaydıklarını belirttiği Hawking Radyasyonu adlı teorisi bu kadar ünlü bir bilim adamı olmasının en önemli sebebi.

  • PAPA XI. Pius Bilim Altın Madalyası – 1975
  • Hughes Madalyası – 1976
  • Albert Einstein Ödülü – 1978
  • Franklin Madalyası – 1981
  • Kraliyet Astronomi Topluluğu Altın Madalyası – 1985
  • Wolf Fizik Ödülü – 1988
  • Asturias Prensliği Barış Ödülü – 1989
  • Copley Madalyası – 2006
  • Başkanlık Özgürlük Madalyası – 2009

Hawking Radyasyonu

1975 yılında ortaya koyulan bu teori çok ses getirdi çünkü o zamana kadar kara deliklerden ışık dahil hiçbir şeyin kaçamayacağı düşünülüyordu. Fakat Hawking’in ortaya koyduğu matematiksel denklemlere göre, kara deliklerin çekim kuvveti anti parçacıkları tutuyordu ve parçacıklarla anti parçacıkların birbirlerini yok edememesini sağlıyordu. Bu nedenle kara delikler siyah cisim ışıması’na benzeyen bir radyasyon yayıyorlardı.

Bu kadar başarıya rağmen neden Nobel ödülü alamadı?

Hawking’in başarılarla geçip giden ömrü boyunca neden bir Nobel ödülü alamadığı sorusu ise kafaları oldukça meşgul etmişti bir dönem. Ancak Hawking’in yukarıda anlattığımız teorisini kanıtlayabilecek teknoloji henüz bulunmadığı için yaşadığı dönemde bir Nobel ödülü kazanamadı.

Nobel Fizik Ödülü‘nün kazanılabilmesi için ortaya atılan teorinin gözlemlenebilir deneylerle kanıtlanması gerekiyor. Kara deliklerin incelenmesi gerektiği için böyle bir deneyin teorinin ortaya atıldığı dönemden bu yana hala mümkün olmadığı biliniyor. Geçtiğimiz yıllarda ortaya çıkan bir kara delik fotoğrafı bu deneyin gerçekleşme ihtimalini arttırmış olsa da hala mevcut değil.

10 Nisan 2019 tarihinde çekilmiş bir kara delik fotoğrafı

14 Mart 2018 tarihinde hayatını kaybeden Hawking’in ölümünden önce ailesi ve ekibi tarafından derlenen makalelerle hazırlanan bir kitabı bulunuyor. “Büyük Sorulara Kısa Cevaplar” adlı kitabı öldükten sonra bile insanları bilime yakınlaştırmak ve sorularına cevap vermek amacıyla ortaya çıkarılmış bir kitap.

Hawking’in ölmeden önce gençlere bıraktığı mesaj: “Ayaklarınıza değil yıldızlara bakmayı unutmayın. Gördüğünüz şeylerin mantığını anlamaya çalışın ve evrenin var olmasını neyin sağladığını merak edin. Meraklı olun. Hayat ne kadar zor görünse de her zaman yapabileceğiniz ve başarabileceğiniz bir şey vardır. Önemli olan vazgeçmemeniz. Hayal gücünüzü serbest bırakın. Geleceği şekillendirin.”

Başarı hikayeleri serimize ulaşmak için TIKLAYIN.

Görüşlerinizi yorum yaparak bizimle paylaşın.

Daha fazla haber için TwitterInstagram, Telegram ve Youtube hesaplarımızı takip edebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir